ترجمة سورة الرحمن

الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة

ترجمة معاني سورة الرحمن باللغة التركية من كتاب الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة.
من تأليف: فريق مركز رواد الترجمة بالتعاون مع موقع دار الأسلام .

Rahmân.
Kur’an'ı öğretti.
İnsanı yarattı.
Ona beyanı öğretti.
Güneş ve ay belli bir hesapladır.
Bitkiler ve ağaçlar (Allah'a) secde etmektedirler.
Göğü yükseltti ve mizanı (adaleti) koydu.
O halde ölçüde haddi aşmayın.
Tartıyı adaletle tutup doğrultun ve tartıyı noksan tutmayın.
Allah, yeri canlılar için döşedi.
Orada meyveler ve tomurcuklu hurmalar vardır.
Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
O, insanı pişmiş çamur gibi kuru balçıktan yaratmıştır.
Cinleri de yalın bir ateşten yarattı.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
O, iki doğunun Rabbidir, iki batının Rabbidir.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
İki denizi birbiriyle kavuşsun diye salıvermiştir.
Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
O iki denizden inci ve mercan çıkar.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Denizde yüce dağlar gibi yükselen gemiler de O'nundur.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Onun üzerinde bulunan her şey yok olacaktır.
Azamet ve ikram sahibi olan Rabbinizin vechi/yüzü bakidir.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O’ndan ister. O, her gün bir iştedir.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Ey insanlar ve cinler! Sizin de hesabınızı göreceğiz.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Ey insanlar ve cinler! Üzerinize dumansız bir alev ve ateşsiz bir duman gönderilir de kurtulamazsınız.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Gök yarılıp da kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
O gün hiçbir insana ve cine günahı sorulmaz.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Günahkârlar simalarından tanınır, sonra da perçemlerinden ve ayaklarından yakalanır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
İşte bu o günahkârların yalan saydığı cehennemdir.
Onlar, Cehennem ateşi ile kaynar su arasında gider gelirler.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Rabbinin makamından korkanlara iki Cennet vardır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Her ikisi de çeşit çeşit dallı ağaçlara sahiptir.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Onların ikisinde de akan iki pınar vardır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
İkisinde de her türlü meyveden çift çift vardır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
(Orada) astarları kalın atlastan yataklara yaslanırlar. Her iki cennetten devşirilen meyveler de (oradakilere) yakındır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne de bir cin dokunmuştur.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Sanki onlar yakut ve mercan gibidir.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
İyiliğin karşılığı iyilikten başkası olabilir mi?
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Bu ikisinden başka iki Cennet daha vardır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
İkisi de yemyeşildirler.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
İkisinde de suları durmaksızın coşan iki pınar vardır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Her ikisinde de meyve, hurma ve nar vardır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Orada iyi huylu güzel yüzlü kadınlar vardır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Otağlar içerisinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne de bir cin dokunmuştur.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Yeşil yastıklara ve harikulâde güzel döşemelere yaslanırlar.
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
Azamet ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir.
سورة الرحمن
معلومات السورة
الكتب
الفتاوى
الأقوال
التفسيرات

سورة (الرَّحْمن) من السُّوَر المكية، وقد أبانت عن مقصدٍ عظيم؛ وهو إثباتُ عموم الرحمة لله عز وجل، وقد ذكَّر اللهُ عبادَه بنِعَمه وآلائه التي لا تُحصَى عليهم، وفي ذلك دعوةٌ لاتباع الإله الحقِّ المستحِق للعبودية، وقد اشتملت السورةُ الكريمة على آياتِ ترهيب وتخويف من عقاب الله، كما اشتملت على آياتٍ تُطمِع في رحمةِ الله ورضوانه وجِنانه.

ترتيبها المصحفي
55
نوعها
مكية
ألفاظها
352
ترتيب نزولها
97
العد المدني الأول
77
العد المدني الأخير
77
العد البصري
76
العد الكوفي
78
العد الشامي
78

* سورة (الرَّحْمن):

سُمِّيت سورة (الرَّحْمن) بهذا الاسم؛ لافتتاحها باسم (الرَّحْمن)، وهو اسمٌ من أسماءِ الله تعالى.

* ذكَرتْ سورةُ (الرحمن) كثيرًا من فضائلِ الله على عباده:

عن جابرِ بن عبدِ اللهِ رضي الله عنهما، قال: «خرَجَ رسولُ اللهِ ﷺ على أصحابِه، فقرَأَ عليهم سورةَ الرَّحْمنِ، مِن أوَّلِها إلى آخِرِها، فسكَتوا، فقال: «لقد قرَأْتُها على الجِنِّ ليلةَ الجِنِّ فكانوا أحسَنَ مردودًا منكم! كنتُ كلَّما أتَيْتُ على قولِه: {فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ}، قالوا: لا بشيءٍ مِن نِعَمِك رَبَّنا نُكذِّبُ؛ فلك الحمدُ!»». أخرجه الترمذي (٣٢٩١).

1. من نِعَم الله الظاهرة (١-١٣).

2. نعمة الخَلْق (١٤-١٦).

3. نِعَم الله في الآفاق (١٧-٢٥).

4. من لطائف النِّعَم (٢٦-٣٢).

5. تحدٍّ وإعجاز (٣٣-٣٦).

6. عاقبة المجرمين (٣٧-٤٥).

7. نعيم المتقين (٤٦-٧٨).

ينظر: "التفسير الموضوعي لسور القرآن الكريم" لمجموعة من العلماء (7 /550).

مقصدُ سورة (الرَّحْمن) هو إثباتُ الرحمةِ العامة لله عز وجل، الظاهرةِ في إنعامه على خَلْقه، وأعظمُ هذه النِّعَم هو نزول القرآن، وما تبع ذلك من نِعَم كبيرة في هذا الكون.

يقول الزَّمَخْشريُّ: «عدَّد اللهُ عز وعلا آلاءه، فأراد أن يُقدِّم أولَ شيءٍ ما هو أسبَقُ قِدْمًا من ضروب آلائه وأصناف نَعْمائه؛ وهي نعمة الدِّين، فقدَّم من نعمة الدِّين ما هو في أعلى مراتبِها وأقصى مَراقيها؛ وهو إنعامُه بالقرآن وتنزيلُه وتعليمه؛ لأنه أعظَمُ وحيِ الله رتبةً، وأعلاه منزلةً، وأحسنه في أبواب الدِّين أثرًا، وهو سَنامُ الكتب السماوية ومِصْداقها والعِيارُ عليها.

وأخَّر ذِكْرَ خَلْقِ الإنسان عن ذكرِه، ثم أتبعه إياه؛ ليعلمَ أنه إنما خلَقه للدِّين، وليحيطَ علمًا بوحيِه وكتبِه وما خُلِق الإنسان من أجله، وكأنَّ الغرض في إنشائه كان مقدَّمًا عليه وسابقًا له، ثم ذكَر ما تميَّز به من سائر الحيوان من البيان؛ وهو المنطقُ الفصيح المُعرِب عما في الضمير». "الكشاف" للزمخشري (4 /443).