ترجمة سورة المرسلات

الترجمة التركية - شعبان بريتش

ترجمة معاني سورة المرسلات باللغة التركية من كتاب الترجمة التركية - شعبان بريتش.
من تأليف: شعبان بريتش .

Yemin olsun, birbiri ardınca gönderilenlere;
Şiddetle esip savrulanlara;
Yaydıkça yayanlara;
Ayırdıkça ayıranlara;
Zikri ulaştıranlara;
Özür veya korkutmak için,
Size vadedilen elbette gerçekleşecektir.
Yıldızların ışığı söndüğü zaman;
Gök yarıldığı;
Dağlar un ufak savrulduğu zaman;
Rasûller toplandığı zaman;
Bu hangi güne ertelenmiş?
Ayırma gününe.
Hüküm gününün ne olduğunu ne bilirsin?
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Evvelkileri helak etmedik mi?
Sonra arkadakileri de onların ardına takacağız.
İşte suçlulara böyle yaparız!
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Sizi basit bir sudan yaratmadık mı?
Ve suyu sağlam bir yere yerleştirmedik mi?
Belli bir süreye kadar
Buna gücümüz yetti. Ne güzel güç yetirenleriz
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Yeryüzünü toplanma yeri kılmadık mı?
Dirilere ve ölülere.
Orada yüksek dağlar yaratıp size tatlı su içirmedik mi?
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Haydi yalanladığınıza yürüyün.
Yürüyün üç kollu (ateşin) gölgesine!
Gölgelendirmez, alevden de korumaz.
O, köşk gibi kocaman kıvılcım saçar.
Her bir kıvılcım, sanki birer sarı deve gibidir.
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Bu, onların konuşamayacakları bir gündür
Özür dilemeleri için onlara izin verilmez
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Bu, ayırma günüdür Sizi ve evvelkileri bir araya toplarız
Eğer bana karşı bir tuzağınız varsa, onu hemen kurun!
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Allah’tan sakınanlar ise gölgeler içinde ve pınar başlarındadır.
Arzu ettikleri meyveler…
Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için!
Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
Yalanlayanların o gün vay haline!
Yiyin ve azıcık faydalanın, nasılsa siz suçlusunuz!
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Onlara, “Rükû edin!” denildiği zaman, rükû etmezlerdi.
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Onlar artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze iman edecekler?
سورة المرسلات
معلومات السورة
الكتب
الفتاوى
الأقوال
التفسيرات

سورة (المُرسَلات) من السُّوَر المكية، نزلت بعد سورة (الهُمَزة)، وقد جاءت ببيانِ قدرة الله على بعثِ الناس بعد هلاكهم؛ فهو المتصفُ بالرُّبوبية والألوهية، وقد افتُتحت بمَشاهدِ القيامة، والتذكير بمَصارعِ الغابرين، وذكَرتْ تأمُّلات في خَلْقِ الإنسان والكون؛ ليعودَ الخلقُ إلى أوامرِ الله، وليستجيبوا له سبحانه، و(المُرسَلات): هي الرِّياحُ التي تهُبُّ متتابِعةً.

ترتيبها المصحفي
77
نوعها
مكية
ألفاظها
181
ترتيب نزولها
33
العد المدني الأول
50
العد المدني الأخير
50
العد البصري
50
العد الكوفي
50
العد الشامي
50

* سورة (المُرسَلات):

سُمِّيت سورة (المُرسَلات) بذلك؛ لافتتاحها بالقَسَمِ الإلهيِّ بـ(المُرسَلات)؛ وهي: الرِّياح التي تهُبُّ متتابِعةً.

سورة (المُرسَلات) من السُّوَر التي شيَّبتْ رسولَ الله صلى الله عليه وسلم:

عن ابنِ عباسٍ رضي الله عنهما، قال: «قال أبو بكرٍ الصِّدِّيقُ رضي الله عنه لرسولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم: يا رسولَ اللهِ، أراكَ قد شِبْتَ! قال: «شيَّبتْني هُودٌ، والواقعةُ، والمُرسَلاتُ، و{عَمَّ يَتَسَآءَلُونَ}، و{إِذَا اْلشَّمْسُ كُوِّرَتْ}». أخرجه الحاكم (3314).

1. مَشاهد القيامة (١-١٥).

2. مَصارع الغابرين (١٦-١٩).

3. تأمُّلات في خَلْقِ الإنسان والكون (٢٠-٢٨).

4. عودٌ لمَشاهد القيامة (٢٩-٥٠).

ينظر: "التفسير الموضوعي لسور القرآن الكريم" لمجموعة من العلماء (8 /540).

مقصدُ سورة (المُرسَلات): الاستدلالُ على وقوع البعث بعد فَناء الدنيا، والاستدلال على إمكانِ إعادة الخَلْقِ بما سبَق من خَلْقِ الإنسان وخلق الأرض، وفي ذلك دلائلُ على قدرة الله، واتصافِه بالوَحْدانية والرُّبوبية.

ينظر: "التحرير والتنوير" لابن عاشور (29 /419).