ترجمة سورة الإنسان

الترجمة التركية - شعبان بريتش

ترجمة معاني سورة الإنسان باللغة التركية من كتاب الترجمة التركية - شعبان بريتش.
من تأليف: شعبان بريتش .

İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçti.
Biz, insanı katışık nutfeden yarattık. Onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık.
Biz, ona yolu gösterdik. İster şükreder, ister kâfir olur.
Elbette biz, kâfirlere zincirler, halkalar ve alevli Cehennem hazırladık
İyiler ise, karışımı kafur olan bir kadehten içerler
Allah’ın kullarının içeceği ve istedikleri yere akıttıkları bir kaynaktır.
Adaklarını yerine getirenler ve şerri çok yaygın olan bir günden korkarlar.
Duydukları sevgiye rağmen yemeği düşküne, yetime ve esire yedirirler.
Biz, sizi sadece Allah yüzü/rızası için doyuruyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.
Biz, korkunç şiddetli bir günde Rabbimizden korkarız.
Allah da onları o günün şerrinden korumuş ve onlara bir parıltı ve sevinç bahşetmiştir.
Sabrettikleri için onları cennet ve ipek ile ödüllendirmiştir.
Orada koltuklara kurulmuşlar. Ne yakıcı güneş, ne de dondurucu soğuk görürler.
Ağaçların gölgeleri üzerlerine düşmüş, meyvelerini toplamak kolaylaştırılmıştır.
Çevrelerinde ise gümüş kaplar ve billur kâseler dolaştırılır.
Gümüşten billurlar... Onlar (içenlere göre) miktarlarını belirler.
Orada karışımında zencefil bulunan bir kadehten içerler.
Orada Selsebil adı verilen pınar…
Etrafında ölümsüz gençler dolaşır. Onları gördüğün zaman saçılmış inci sanırsın.
Nereye baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Üzerlerinde yeşil ipekli ve parlak atlastan elbiseler vardır. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirmiştir.
İşte bu, sizin için bir ödüldür. Sizin çalışmanızın karşılığıdır.
Şüphe yok ki, Kur’an’ı sana elbette biz indirdik biz.
Öyleyse, Rabbinin hükmü için sabret, onlardan hiç bir günahkâra ve kâfire itaat etme!
Sabah, akşam Rabbinin adını zikret.
Geceleri de ona secde et ve geceleyin uzun (bir süre) onu tesbih et.
Onlar, acele olanı istiyorlar, ağır (çetin) günü arkalarına bırakıyorlar.
Onları yaratan ve eklemlerini/mafsallarını pekiştiren biziz. Dilediğimiz zaman onları benzerleriyle biz değiştiririz.
Şüphesiz bu bir öğüttür. Dileyen kimse Rabbine giden yolu tutar.
Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Çünkü Allah, her şeyi bilendir, Hakim'dir.
Dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere de acı bir azap hazırlamıştır.
سورة الإنسان
معلومات السورة
الكتب
الفتاوى
الأقوال
التفسيرات

سورة (الإنسان) من السُّوَر المكية، نزلت بعد سورة (الرحمن)، وقد ذكَّرتِ الإنسانَ بأصل خِلْقته، وقدرة الله عليه؛ ليتواضعَ لأمر الله ويستجيب له؛ فاللهُ هو الذي جعل هذا الإنسانَ سميعًا بصيرًا؛ فالواجب المتحتم عليه أن تُجعَلَ هذه الجوارحُ كما أراد لها خالقها وبارئها؛ ليكونَ بذلك حسَنَ الجزاء يوم القيامة، ومَن كفر فمشيئة الله نافذةٌ في عذابه إياه، وقد كان صلى الله عليه وسلم يَقرؤها في فجرِ الجمعة.

ترتيبها المصحفي
76
نوعها
مكية
ألفاظها
243
ترتيب نزولها
98
العد المدني الأول
31
العد المدني الأخير
31
العد البصري
31
العد الكوفي
31
العد الشامي
31

* سورة (الإنسان):

سُمِّيت سورة (الإنسان) بهذا الاسم؛ لافتتاحها بذكرِ الإنسان وخَلْقِه من عدمٍ.

* سورة {هَلْ أَتَىٰ} أو {هَلْ أَتَىٰ عَلَى اْلْإِنسَٰنِ}:

سُمِّيت بذلك؛ لافتتاحها به.

كان صلى الله عليه وسلم يقرأ سورة (الإنسان) في فجرِ الجمعة:

عن عبدِ اللهِ بن عباسٍ رضي الله عنهما: «أنَّ رسولَ اللهِ ﷺ قرَأَ في صلاةِ الغداةِ يومَ الجمعةِ: {الٓمٓ ١ تَنزِيلُ} السَّجْدةَ، و{هَلْ أَتَىٰ عَلَى اْلْإِنسَٰنِ}». أخرجه مسلم (٨٧٩).

1. نعمة الخَلْق والهداية (١-٣).

2. مصير الكفار (٤).

3. جزاء الأبرار (٥-٢٢).

4. توجيهٌ للنبي عليه السلام (٢٣-٢٦).

5. وعيدٌ للمشركين (٢٧-٢٨).

6. مشيئة الله تعالى نافذة (٢٩-٣١).

ينظر: "التفسير الموضوعي لسور القرآن الكريم" لمجموعة من العلماء (8 /511).

مقصود السورة الأعظمُ تذكيرُ الناس بأصل خِلْقَتِهم، وأنَّ الله أوجَدهم من عدم، وبَعْثُهم بعد أن أوجَدهم أسهَلُ من إيجادهم؛ ففي ذلك أكبَرُ دلالةٍ على قدرة الله على إحياء الناس وحسابهم.
وفي ذلك يقول ابن عاشور رحمه الله: «محورها التذكيرُ بأنَّ كل إنسان كُوِّنَ بعد أن لم يكُنْ، فكيف يَقضي باستحالة إعادة تكوينه بعد عدمه؟

وإثبات أن الإنسان محقوقٌ بإفراد الله بالعبادة؛ شكرًا لخالقه، ومُحذَّرٌ من الإشراك به.

وإثبات الجزاء على الحالينِ، مع شيءٍ من وصفِ ذلك الجزاء بحالتيه، والإطنابِ في وصفِ جزاء الشاكرين». "التحرير والتنوير" لابن عاشور (29 /371).