ترجمة سورة التغابن

الترجمة التركية - شعبان بريتش

ترجمة معاني سورة التغابن باللغة التركية من كتاب الترجمة التركية - شعبان بريتش.
من تأليف: شعبان بريتش .

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ı tesbih ederler. Mülk O’nundur. Hamd da O’nadır. O’nun her şeye gücü yeter.
Sizi yaratan O’dur. Sizden bir kısmınız kâfir, bir kısmınız mümindir. Allah, tüm yaptıklarınızı görendir.
O, gökleri ve yeri hak ile yaratmış, sizi de en güzel sûrette şekillendirmiştir. Dönüş de O’nadır.
Göklerde ve yerde ne varsa bilir; gözlediğinizi de açıkladığınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir.
Bundan önce kâfir olanların haberi size gelmedi mi? Yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için bir de acı verici azap vardır.
Bu, peygamberleri onlara apaçık delillerle getirdiklerinde: Bize bir insan mı yol gösterecek? demeleri sebebiyledir. Küfrettiler ve yüz çevirdiler. Allah (onların imanından) müstağnidir. Allah, zengindir, hamde layıktır.
Kâfirler, tekrar dirilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: Evet, Rabbime andolsun ki, tekrar diriltileceksiniz. Sonra da yaptıklarınız size haber verilecek. Bu, Allah’a çok kolaydır.
Allah’a, Rasûlüne ve indirdiğimiz nura iman edin. Allah, tüm yaptıklarınızdan haberdardır.
Sizi toplanma günü bir araya getirecektir. İşte o, aldanma günüdür. Kim Allah’a iman edip, salih amel yaparsa onun günahlarını örter ve alt tarafından ırmaklar aktığı cennetlere sokar. Orada ebedi kalacaklardır. İşte o, en büyük kurtuluştur.
Kâfirler ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar ateş ehlidir. Orada ebedidirler. Ne kötü bir dönüş yeri.
Hiçbir musibet, Allah’ın izni olmadıkça isabet etmez. Kim, Allah’a iman ederse Allah onun kalbine hidayet verir. Allah, her şeyi bilir.
O halde Allah’a itaat edin, Rasûlüne itaat edin. Eğer yüz çevirseniz, elçimize düşen ancak açıkça tebliğ etmektir.
Allah, O’ndan başka (hak) bir ilah yoktur. İnananlar, yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar vardır. Onlardan sakının. Eğer affeder, kusurlarını bakmaz ve bağışlarsanız; Allah da bağışlar ve merhamet eder.
Mallarınız ve evladınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır.
Gücünüzün yettiğince Allah’tan korkun, dinleyin ve itaat edin. Kendi iyiliğiniz için infakta bulunun. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Eğer Allah'a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah, Şekûr'dur (bol bol verir), Halim'dir.
Gaybı ve görüleni bilir, çok güçlüdür, Hakim'dir.
سورة التغابن
معلومات السورة
الكتب
الفتاوى
الأقوال
التفسيرات

سورة (التغابُنِ) من السُّوَر المدنية، وقد افتُتحت بتعظيم الله عزَّ وجلَّ، وجاءت مُحذِّرةً الناسَ من يوم القيامة وهولِه؛ للعودة إلى طريق النجاح؛ وهو صراط الله المستقيمُ الذي بيَّنه صلى الله عليه وسلم، و(التغابُنُ): اسمٌ من أسماء يوم القيامة.

ترتيبها المصحفي
64
نوعها
مدنية
ألفاظها
242
ترتيب نزولها
108
العد المدني الأول
18
العد المدني الأخير
18
العد البصري
18
العد الكوفي
18
العد الشامي
18

* قوله تعالى: {يَٰٓأَيُّهَا اْلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِنَّ مِنْ أَزْوَٰجِكُمْ وَأَوْلَٰدِكُمْ عَدُوّٗا لَّكُمْ فَاْحْذَرُوهُمْۚ} [التغابن: 14]:

سأل رجُلٌ ابنَ عباسٍ عن هذه الآيةِ، فقال رضي الله عنه: «هؤلاء رجالٌ أسلَموا مِن أهلِ مكَّةَ، وأرادوا أن يأتُوا النبيَّ صلى الله عليه وسلم، فأبى أزواجُهم وأولادُهم أن يَدَعوهم أن يأتوا رسولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم، فلمَّا أتَوْا رسولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم رأَوْا أصحابَهم قد فَقِهوا في الدِّينِ، هَمُّوا أن يُعاقِبوهم؛ فأنزَلَ اللهُ: {يَٰٓأَيُّهَا اْلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِنَّ مِنْ أَزْوَٰجِكُمْ وَأَوْلَٰدِكُمْ عَدُوّٗا لَّكُمْ فَاْحْذَرُوهُمْۚ} [التغابن: 14] الآيةَ». أخرجه الترمذي (٣٣١٧).

* سورة (التغابُنِ):

سُمِّيت سورة (التغابن) بهذا الاسم؛ لوقوع لفظ (التغابن) فيها؛ قال تعالى: {يَوْمَ يَجْمَعُكُمْ لِيَوْمِ اْلْجَمْعِۖ ذَٰلِكَ يَوْمُ اْلتَّغَابُنِۗ وَمَن يُؤْمِنۢ بِاْللَّهِ وَيَعْمَلْ صَٰلِحٗا يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّـَٔاتِهِۦ وَيُدْخِلْهُ جَنَّٰتٖ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا اْلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۚ ذَٰلِكَ اْلْفَوْزُ اْلْعَظِيمُ} [التغابن: 9].

يقول القُرْطُبيُّ: «وسُمِّي يومُ القيامة يومَ التغابن؛ لأنه غبَنَ فيه أهلُ الجنَّةِ أهلَ النار؛ أي: إن أهلَ الجنَّة أخذوا الجنَّةَ، وأخذ أهلُ النارِ النارَ، على طريقِ المبادَلة؛ فوقَع الغَبْنُ لأجلِ مبادَلتِهم الخيرَ بالشرِّ، والجيِّدَ بالرديءِ، والنعيمَ بالعذاب.

يقال: غبَنْتُ فلانًا: إذا بايَعْتَه أو شارَيْتَه، فكان النقصُ عليه، والغلَبةُ لك، وكذا أهلُ الجنَّة وأهلُ النار». "تفسير القرطبي" (18 /136).

1. الإيمان بالله تعالى (١-٤).

2. المَغْبُونون (٥-٧).

3. التغابُنُ (٨-١٠).

4. على طريق النجاح (١١-١٣).

5. فتنة الأهل والمال (١٤-١٨).

ينظر: "التفسير الموضوعي لسور القرآن الكريم" لمجموعة من العلماء (8 /191).

اشتملت سورةُ (التغابُنِ) على تنزيهِ الله عز وجل من النقائص، واتصافِه بالعدل والكمال المطلق، وأتت السورة بالمبالغة في تحذيرِ الناس من يوم القيامة الذي يَفصِل اللهُ فيه بين الخلائق؛ لإحقاق الحق؛ ففيه يُقتصُّ لكل مخلوق، وتُرَدُّ كلُّ الحقوق، و(التغابن): اسمٌ من أسماء يوم القيامة.

ينظر: "مصاعد النظر للإشراف على مقاصد السور" للبقاعي (3 /90)، "التحرير والتنوير" لابن عاشور (28 /259).