ترجمة سورة السجدة

الترجمة التركية - شعبان بريتش

ترجمة معاني سورة السجدة باللغة التركية من كتاب الترجمة التركية - شعبان بريتش.
من تأليف: شعبان بريتش .

Elif Lâm Mîm.
Bu Kitab'ın, alemlerin Rabbi tarafından indirilmiş olduğunda asla şüphe yoktur.
Yoksa “Onu uydurdu” mu diyorlar? Hayır, O, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu, belki hidayet bulurlar diye uyarman için Rabbi’nden gelen bir haktır.
Allah, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arşa istivâ etmiştir. Sizin O’ndan başka bir veliniz de şefaatçiniz de yoktur. Hâlâ düşünmüyor musunuz?
Gökten yere işi düzenleyip yönetir. Sonra sizin saydığınızla süresi bin yıl olan bir günde O’na yükselir (bu iş).
Gaybı da görüneni de bilendir (O). Çok güçlüdür, çok merhametlidir.
O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.
Sonra onun zürryetini, basit bir sudan var etmiştir.
Sonra onu tamamlayıp, şekillendirdi ve ona ruhundan üfledi. Size kulak, gözler ve gönüller verdi. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
Biz, toprakta kaybolup gittikten sonra mı yeniden yaratılacağız? dediler. Hayır! Onlar, Rableri ile karşılaşacaklarına kâfir idiler.
Size vekil/görevli kılınan ölüm meleği sizin canınızı alacak sonra da Rabbinize döndürüleceksiniz, de!
Suçluları, Rablerinin katında, başlarını öne eğmiş olarak bir görsen: Rabbimiz, gördük ve işittik, bizi yeniden döndür de salih amel işleyelim, artık biz kesin olarak iman ettik (derler).
Dileseydik, her nefse hidayetini verirdik. Fakat; “Cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağım” sözü benden hak olmuştur.
Bu gününüze kavuşmayı unuttuğunuz için azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızın karşılığı olarak kalıcı azabı tadın.
Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, kibirlenmeden Rablerini hamd ile tesbih edenler iman ederler.
Korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için onların yanları yataklardan kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar.
Yaptıkları amellere karşılık ödül olarak, onlara göz aydınlığı neler gizlendiğini hiç kimse bilmez.
Hiç, mü’min olan kimse, fasık olan kimse gibi midir? Asla eşit değillerdir.
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için yaptıktlarına karşılık olarak varıp kalacakları, konakları cennetler vardır.
Yoldan çıkanlara gelince, onların barınağı ateştir. Her ne zaman oradan çıkmak isteseler, tekrar oraya döndürülürler ve onlara şöyle denir: Tadın bakalım yalanladığınız ateşin azabını!
Belki dönerler diye onlara büyük azaptan önce daha yakın (dünyada) bir azap tattıracağız.
Rabbin ayetleri kendisine hatırlatılıp da sonra ondan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Biz, günahkârlardan elbette intikam alıcılarız.
Musa’ya da kitap verdik. Ona kavuşmaktan/karşılaşmakan şüphen olmasın (Ey Peygamber). Onu (Tevrat'ı) İsrailoğulları için bir hidayet yaptık.
Sabretmeleri ve ayetlerimize iyice iman etmeleri sebebiyle, emrimizle onlardan bir kısmını hidayet önderleri kıldık.
Şüphesiz Rabbin, hakkında ayrılığa düştükleri konularda kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
Yurtlarında dolaştıkları, kendilerinden önceki nice nesilleri yok etmemizi görüp, (bu onlara) yol göstermiyor mu? İşte bunda ayetler vardır. Hâlâ işitmiyorlar mı?
Bizim, kurak araziyi su ile suladığımızı, onunla, hayvanların ve kendilerinin yediği ekini çıkardığımızı görmüyorlar mı? Hala görmüyorlar mı?
Eğer doğru söyleyenlerden iseniz bu hüküm ne zaman gerçekleşecek? diyorlar.
De ki: Hüküm günü, kafirlerin imanının kendilerine bir fayda vermediği ve onlara süre/mühlet de tanınmaz.
Şimdi sen onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphesiz onlar da bekliyorlar.
سورة السجدة
معلومات السورة
الكتب
الفتاوى
الأقوال
التفسيرات

سورةُ (السَّجْدة) من السُّوَر المكية، وقد جاءت بإنذارِ الكافرين من النار، وتوبيخِهم على اتِّباع الآلهة الزائفة التي لا تغني من الحقِّ شيئًا، ودعَتْهم إلى التواضُعِ واتِّباع دِينِ الله الحقِّ؛ من خلال تَرْكِ التكبُّر، والسجودِ لله، مذكِّرةً لهم بأصلِ خِلْقتهم، وبقوَّةِ الله عز وجل وقُدْرته؛ فهو المستحِقُّ للعبادة، وقد كان صلى الله عليه وسلم يَقرؤُها في صلاةِ فَجْرِ يوم الجمعة.

ترتيبها المصحفي
32
نوعها
مكية
ألفاظها
374
ترتيب نزولها
75
العد المدني الأول
30
العد المدني الأخير
30
العد البصري
29
العد الكوفي
30
العد الشامي
30

* قوله تعالى: {تَتَجَافَىٰ جُنُوبُهُمْ عَنِ اْلْمَضَاجِعِ} [السجدة: 16]:

عن أنسِ بن مالكٍ رضي الله عنه: «أنَّ هذه الآيةَ: {تَتَجَافَىٰ جُنُوبُهُمْ عَنِ اْلْمَضَاجِعِ} [السجدة: 16]  نزَلتْ في انتظارِ الصَّلاةِ التي تُدْعى العَتَمةَ». أخرجه الترمذي (٣١٩٦).

و(صلاةُ العَتَمةِ): هي صلاةُ العِشاءِ؛ لِما جاء في الحديثِ عن عبدِ اللهِ بن عُمَرَ رضي الله عنهما، قال: «صلَّى لنا رسولُ اللهِ ﷺ العِشاءَ، وهي التي يَدْعو الناسُ العَتَمةَ ...». أخرجه البخاري (٥٦٤).

* سورة (السَّجْدة):

سُمِّيت بذلك لِما ذكَر اللهُ تعالى فيها من أوصافِ المؤمنين، الذين إذا سَمِعوا آياتِ القرآن {خَرُّواْۤ سُجَّدٗاۤ وَسَبَّحُواْ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ} [السجدة: 15]. وقال البِقاعيُّ: «واسمُها (السَّجْدة) منطبِقٌ على ذلك بما دعَتْ إليه آيَتُها من الإخباتِ، وتركِ الاستكبار». "مصاعد النظر للإشراف على مقاصد السور" (2 /361).

* سورة ({الٓمٓ ١ تَنزِيلُ})، أو ({الٓمٓ ١ تَنزِيلُ} السَّجْدةَ):

دلَّ على ذلك افتتاحُ السُّورة بذلك، واحتواؤها على سَجْدةٍ، وصحَّ عن عبدِ اللهِ بن عباسٍ رضي الله عنهما: «أنَّ النبيَّ ﷺ كان يَقرأُ في صلاةِ الفَجْرِ يومَ الجُمُعةِ: {الٓمٓ ١ تَنزِيلُ} السَّجْدةَ، و{هَلْ أَتَىٰ عَلَى اْلْإِنسَٰنِ حِينٞ مِّنَ اْلدَّهْرِ}، وأنَّ النبيَّ ﷺ كان يَقرأُ في صلاةِ الجُمُعةِ سورةَ الجُمُعةِ، والمُنافِقِينَ». أخرجه مسلم (٨٧٩).

ولها أسماءٌ أخرى غيرُ ما ذكرنا.

ينظر: "التفسير الموضوعي لسور القرآن الكريم" لمجموعة من العلماء (6 /47-48).

* كان النبيُّ صلى الله عليه وسلم يَقرؤُها في فَجْرِ يوم الجمعة:

 عن عبدِ اللهِ بن عباسٍ رضي الله عنهما: «أنَّ النبيَّ ﷺ كان يَقرأُ في صلاةِ الفَجْرِ يومَ الجُمُعةِ: {الٓمٓ ١ تَنزِيلُ} السَّجْدةَ، و{هَلْ أَتَىٰ عَلَى اْلْإِنسَٰنِ حِينٞ مِّنَ اْلدَّهْرِ}، وأنَّ النبيَّ ﷺ كان يَقرأُ في صلاةِ الجُمُعةِ سورةَ الجُمُعةِ، والمُنافِقِينَ». أخرجه مسلم (٨٧٩).

* كان النبيُّ صلى الله عليه وسلم يَقرؤُها قبل نومِه:

عن جابرِ بن عبدِ اللهِ رضي الله عنهما: «أنَّ النبيَّ ﷺ كان لا يَنامُ حتى يَقرأَ {الٓمٓ ١ تَنزِيلُ}، و{تَبَٰرَكَ اْلَّذِي بِيَدِهِ اْلْمُلْكُ}». أخرجه الترمذي (٣٤٠٤).

اشتمَلتْ سورةُ (السَّجْدة) على الموضوعات الآتية:

1. القرآن حقٌّ مُنزَّل (١-٣).

2. الخَلْقُ: مُدَّته، وأنه حسَنٌ (٤-٩).

3. إثبات البعث (١٠-١١).

4. ذلُّ المجرمين يوم الدِّين (١٢-١٤).

5. علامات الإيمان (١٥- ١٧).

6. الجزاء العادل (١٨-٢٢).

7. الإمامة في الدِّين (٢٣-٢٥).

8. آياتٌ وعِظات (٢٦- ٣٠).

ينظر: "التفسير الموضوعي لسور القرآن الكريم" لمجموعة من العلماء (6 /51).

مقصدُ السُّورة الأعظم: هو إنذارُ الكفار بهذا الكتاب، وأنه مِن عندِ الله عزَّ وجلَّ؛ فلا يأتيه الباطلُ مِن بينِ يديه ولا مِن خلفِه، وبيانُ بطلانِ آلهتهم وزيفِها، والتذكيرُ بقدرة الله والبعث، وكذا تذكيرُهم بوجوب اتِّباع النبي صلى الله عليه وسلم المرسَل بهذا الكتاب؛ فمِن خلال الاتباع يكون الفوزُ بالجنة، والنجاةُ من النار، ولتحقيقِ ذلك لا بد من الاستجابة لله، والتواضُعِ لأمره، وتركِ الاستكبار والعناد، واسمُ السورة دالٌّ على ذلك.

ينظر: "مصاعد النظر للإشراف على مقاصد السور" للبقاعي (2 /361)، و"التحرير والتنوير" لابن عاشور (21 /204).