ترجمة سورة عبس

Diyanet Isleri - Turkish translation

ترجمة معاني سورة عبس باللغة التركية من كتاب Diyanet Isleri - Turkish translation.

Abese Suresi


Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.

Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.

Ne bilirsin, belki de o arınacak;

Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt kendisine fayda verecekti.

Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.

Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.

Arınmak istememesinden sana ne?

Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.

Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.

Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.

Dikkat et; bu Kuran bir öğüttür.

Dileyen onu öğüt kabul eder.

O, kutsal kılınmış, yüceltilmiş, arınmış sahifeler üzerindedir.

O, kutsal kılınmış, yüceltilmiş, arınmış sahifeler üzerindedir.

İyi kimseler, saygıdeğer elçilerin eliyle yazılmıştır.

İyi kimseler, saygıdeğer elçilerin eliyle yazılmıştır.

Canı çıksın o insanın, o ne nankördür!

Allah onu hangi şeyden yaratmış?

Onu meniden yaratıp merhalelerden geçirerek ona şekil vermiş;

Sonra, yolu ona kolaylaştırmıştır.

Sonra onu öldürür ve kabre koyar.

Sonra, dilediği zaman onu tekrar diriltir.

Hayır; Allah'ın kendisine buyurduğunu hala yerine getirmemiştir.

İnsan, yiyeceğine bir baksın;

Doğrusu suyu bol bol indirmekteyiz.

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.

Bunlar sizin ve hayvanlarınız için geçimliktir.

O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman;

O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.

O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.

O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.

O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır.

O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir.

O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir.

O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.

O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.

İşte bunlar inkarcı olanlar, Allah'ın buyruğundan çıkanlardır.
سورة عبس
معلومات السورة
الكتب
الفتاوى
الأقوال
التفسيرات

سورة (عبَسَ) من السُّوَر المكية، وقد نزلت في عتابِ الله نبيَّه صلى الله عليه وسلم في إعراضه عن ابنِ أمِّ مكتومٍ الأعمى، بسبب انشغاله مع صناديدِ قريش، وهذا العتاب لتعليم النبي صلى الله عليه وسلم المقارنةَ بين المصالح والمفاسد، وإعلاءٌ من شأن النبي صلى الله عليه وسلم، كما جاءت السورة على ذكرِ آيات الله ونِعَمه على خَلْقِه؛ مذكِّرةً إياهم بيوم (الصاخَّة)، حين ينقسم الناس إلى أهل جِنان، وأهل نيران.

ترتيبها المصحفي
80
نوعها
مكية
ألفاظها
133
ترتيب نزولها
24
العد المدني الأول
42
العد المدني الأخير
42
العد البصري
41
العد الكوفي
42
العد الشامي
40

* قوله تعالى: {عَبَسَ وَتَوَلَّىٰٓ ١ أَن جَآءَهُ اْلْأَعْمَىٰ ٢ وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُۥ يَزَّكَّىٰٓ ٣ أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ اْلذِّكْرَىٰٓ} [عبس: 1-4]:

عن عُرْوةَ، عن عائشةَ أمِّ المؤمنين رضي الله عنها، قالت: «أُنزِلتْ في ابنِ أمِّ مكتومٍ الأعمى»، قالت: «أتى النبيَّ ﷺ، فجعَلَ يقولُ: يا نبيَّ اللهِ، أرشِدْني! قالت: وعند النبيِّ ﷺ رجُلٌ مِن عُظَماءِ المشركين، فجعَلَ النبيُّ ﷺ يُعرِضُ عنه، ويُقبِلُ على الآخَرِ، فقال النبيُّ ﷺ: «يا فلانُ، أتَرى بما أقولُ بأسًا؟»، فيقولُ: لا؛ فنزَلتْ: {عَبَسَ وَتَوَلَّىٰٓ} [عبس: 1]». أخرجه ابن حبان (٥٣٥).

* سورة (عبَسَ):

سُمِّيت سورة (عبَسَ) بذلك؛ لقوله تعالى في أولها: {عَبَسَ وَتَوَلَّىٰٓ} [عبس: 1].

1. عتابُ المُحبِّ (١-١٦).

2. تفكُّر وتدبُّر (١٧-٣٢).
3. يومَك.. يومَك (٣٣-٤٢).

ينظر: "التفسير الموضوعي لسور القرآن الكريم" لمجموعة من العلماء (9 /41).

عتابُ اللهِ نبيَّه صلى الله عليه وسلم عتابَ المُحبِّ؛ لتزكيةِ نفس النبي صلى الله عليه وسلم، ولتعليمه الموازنةَ بين مراتبِ المصالح والمفاسد، وفي حادثةِ عُبُوسِه صلى الله عليه وسلم في وجهِ الأعمى أوضَحُ الدلالة على ذلك.

ينظر: "مصاعد النظر للإشراف على مقاصد السور" للبقاعي (3 /157)، "التحرير والتنوير" لابن عاشور (30 /102).